Türkiye, en batısından en doğusuna kadar yüzlerce
tarihi yapıya ve esere ev sahipliği yapan eşsiz bir ülke.
Ülke toprağında atacağınız her adımda
karşınıza çıkan yüzlerce yıllık tarihi kalıntılar ise bunun en güzel kanıtları.
Kıyı kesimlere tatile gideceklerin gezilerine farklı bir anlam katacak antik kentlerin başında Aspendos geliyor. Tatilinizde tarihin büyülü sayfalarına doğru farklı bir yolculuğa çıkmak isterseniz Aspendos’a uğrayabilirsiniz.
Aspendos, Antalya ili Serik ilçesinde bulunan Belkıs köyünde yer alan amfi tiyatrosuyla meşhur bir antik kent.
Aspendos, Antalya ili Serik ilçesinde bulunan Belkıs köyünde yer alan amfi tiyatrosuyla meşhur bir antik kent.
Aspendos, M.Ö. 10. yüzyılda Akalar
tarafından kurulmuş ve antik devrin zengin kentlerinden.
Aspendos tiyatrosu ise, M.S. 2. yüzyılda Romalı'lar tarafından inşa
edilmiş. Kent biri büyük, biri küçük iki tepe üzerine kurulmuş.
Aspendos'un en önemli yapısı elbette
tiyatrosu. Antik tiyatrolar arasında en iyi şekilde korunarak bugünlere gelmiş
bir açık hava tiyatrosu Aspendos.
Bu tiyatro Anadolu'daki Roma Tiyatrolarının günümüze sahnesi ile
ulaşabilen en eski ve sağlam bir örneği. Mimarı ise Aspendos'lu Theodorus'un
oğlu Zenon'dur.
Tiyatronun yapımına Antonius Piu zamanında başlanmış, Marcus Aurelius
zamanında da tamamlanmıştır. Tiyatro, kentin yerli tanrıları ile imparator
ailesine sunulmuştur.
Her yıl binlerce yerli, yabancı turist
Aspendos'u gezmek için Antalya’ya akın ediyor. Antik tiyatro ayrıca konserler,
etkinlikler için de kullanılıyor.
Aspendos Antik Tiyatrosu'nun öyküsünü
mutlaka duymuşsunuzdur.
İşte o hikaye;
“Aspendos kralının bir zamanlar herkesin evlenmek istediği çok güzel bir
kızı vardır. Kral kızını kime vereceğini bilemediği için halka, "Kim halkımız, kentimiz için en yararlı şeyi
yaparsa kızımı ona vereceğim" diye duyurur. Bunun üzerine iki ikiz
kardeş iki büyük yapı yaparlar. Biri kente çok uzaklardan, karmaşık yolları
birçok zorluğu geçerek, su getiren su kemerleri; öteki ortasında yere metal
para atıldığında üst sıralardan bile sesinin duyulduğu dünyanın akustik olarak
en iyi tiyatrosudur. Kral su kemerlerini gördükten sonra kızını su kemerlerini
yapana vermek ister. Bunun üzerine tiyatronun mimarı Zenon krala bir oyun
oynar. Kral tiyatronun üst sıralarında gezerken bir fısıltı duyar: "Kral kızını bana vermeli."
Akustiğe hayran kalan kral kızını büyük bir kılıçla ikiye ayırır ve kardeşlere
verir.”
0 yorum:
Yorum Gönder