Türkiye'nin en renkli festivali “Kakava” başlıyor!

trakya-edırne-turkıye-turkey-tunca-nehır-blog-hıdırlık-muze-camı-gures-sarayıcı-

Edirne dendiğinde herkesin aklına Selimiye Cami, ciğer ve kavala kurabiyesi geliyor. Türkiye’nin en önemli eserlerinin başında gelen Selimiye’yi gezmek, mis gibi ciğerini yemek için bir neden arıyorsanız; en renkli festival “Kakava” başlıyor.
Üç dine ev sahipliği yapmış, içinden üç nehrin geçtiği ve üç ülkenin ortasında kalan Edirne’de hem tarih, hem kültür hem de coğrafi güzellikler var. Tam da şu anda Edirne’ye gitmek için birden fazla nedeniniz var.
Üstündeki gerginliği atmak istiyorsanız, bunu 9/8’lik ritmlerle yapmaya ne dersiniz? Tarihin olduğu kadar eğlencenin de başkenti Edirne’de Türkiye’nin en renkli ve eğlenceli festivallerinden ‘Kakava’ start alıyor.
Kakava Şenlikleri’nin methini mutlaka duymuşsunuzdur. En ateşli festival olarak bilinir. Tunca Nehri’nde sabaha karşı gerçekleştirilen o inanca tanıklık etmek istiyorsanız bu yıl orada olmalısınız. İnanışa göre, Baba Fingo adında bir süvari 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece Tunca Nehri’ne atılarak öldürülüyor. Romanlar da 1000 yıl öncesine dayandığı söylenen bu olayı her yıl anmak için aynı tarihte aynı saatte Tunca’ya elbiseleriyle giriyor.
Romanlar bu anmanın dışında iki gün boyunca ateşler yakıp baharı geleneksel oyunları ve enstrümanlarıyla kutluyor. Yani 9/8’lik Roman havaları ile. Her 5-6 Mayıs Edirne’de sabahlara kadar göbekleri atılıyor. Kakava Şenlikleri’ne çok sayıda kişi katılıyor. Edirne’deki otellerin tamamı önceden doluyor, yerinizi şimdiden ayırtmakta fayda var.
Edirne’yi kaç gün gezerseniz gezsin yetmediği hissine kapılıyorsunuz. ‘Sultanların Şehri’ olarak bişinen Edirne’ye bence bir ömür de yetmez. Edirne bir anlamda da camiler kenti. Osmanlı İmparatorluğu’nun adına cami yaptıran 14 padişahtan beşininki Edirne’de. Bir çoğu tarihi olmak üzere tam 165 cami var. Merkezde yer alan Selimiye Camii’ni gezebilirsiniz.
Edirne düz bir şehir, en yüksek noktası ise 41 metre. Şehri panoramik olarak en iyi görebileceğiniz nokta Hıdırlık Tepesi olarak da bilinen Hıdırlık Tabya. Burası artık müze unvanına da kavuşacak. Bir zamanlar 12 bin askerin barındığı tabyanın restorasyonunda son aşamaya gelindi.
Anadolu’yu Avrupa’ya bağlayan ilk demiryolunun kurulduğu ve bir zamanlar ‘Küçük Paris’ olarak nitelendirilen Karaağaç’ı da mutlaka görmenizi tavsiye ederim. II. Abdülhamit Dönemi’nde yaptırılan tren istasyonu günümüzde Trakya Üniversitesi rektörlük binası olarak kullanılıyor. Atatürk önderliğinde milli mücadeleye başlayan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık zaferini siyasi ve hukuki açıdan temsil eden Lozan Antlaşması ile ilgili belgelerin bulunduğu müze ve Lozan Anıtı da burada yer alıyor.
Edirne’de gerçekleştirilen Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nın bu yıl özel bir anlamı daha olacak. 655 yıllık bir geleneğe sahip olan güreşler 1980’den bu yana Kırkpınar’daki Er Meydanı Stadı’nda yapılıyordu. Ancak Edirne Belediyesi bu yıl bu stadı yıkma kararı aldı. Çünkü burada sadece yılın belli günlerinde yağlı güreş organizasyonu yapılıyordu. Yerine yapılacak yeni spor kompleksi ile sürekli kullanılan bir tesis inşa edilecek. Bu nedenle tarihi statta son kez yapılacak müsabakaları izlemek şart. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin bu yıl 656.’sı 10-16 Temmuz arasında düzenlenecek.
Edirne’ye gelmişken gezilecek bir diğer yer; Avrupa Konseyi tarafından 2004’te Avrupa Müze ödülü verilen Darüşşifa. Edirne’de gezilmesi gereken çok özel yerlerden biri. Sultan II. Bayezid Külliyesi’ni oluşturan ve o dönem akıl hastalıklarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği Şifahane ve Tıp Medresesi, Trakya Üniversitesi tarafından Sağlık Müzesi haline getirilmiş durumda.
Trakya’nın belki de Türkiye’nin en lezzetli yemeklerinden biri de yine Edirne’de. Edirne’ye has tava ciğerini yemeden dönmeyin. Edirne’ye gidip acıkanların ilk durağı her zaman bir ciğerci oluyor. Edirne tava ciğerini yerken kendinizden geçeceğiniz garanti.


Google Plus'ta paylaş

Hakkında: tatilde nereyi gezsem

Futbol ve seyahat sever.
    Blog Yorumları
    Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder