Tatilde tek bir
yere bağlı kalmak istemiyor, her günü ayrı ayrı değerlendirmek istiyorsanız, yolunuz Antalya
ya da Fethiye tarafına düşecekse en azından yarım gününüzü Patara Plajı’na
ayırın.
Patara kumsalı, ülkemizdeki kumsalların en uzunu ve en görkemlisi.
12 km. uzunluğundaki kumsalın derinliği yer yer 200-300 metreye ulaşıyor.
İncecik kuma sahip
Patara kumsalının denizi ise ılık, sığ ve dalgalı. Patara plajı caretta
carettaların yumurta bıraktıkları yerler arasında bulunduğu için koruma altında
yer alıyor. Bu nedenle Patara Plajı'na 19.00- 08.00 saatleri arasında
denize girmek yasak.
Plaj'da belediyenin
işletmesi, şezlong ve şemsiyeler mevcut. Plajın kalan kısmı ise bomboş. Bu
bölgede sakin kalan yerler olduğu için hala şanslıyız aslında. Patara, ıssız ve
doğal olması nedeniyle eski Türk filmlerinde çöl fonu olarak kullanılmış.
Kaş bölgesinin en uzun plajı olan Patara, aynı zamanda tarihi ile de göz
dolduran Apollo Tapınağı’nın ev sahibidir.
Antalya ya da
Fethiye otellerinde yapacağınız konaklamalarınız esnasında mutlaka görülmesi
gereken Türkiye’nin en güzel plajlarından birisi Patara.
Dünya’nın en
güzel plajı!
İngiliz
pazar gazetelerinden The Sunday Times, 100'den fazla seyahat acentesi arasında
yaptığı araştırmada oyların yarısından fazlasını alan Kalkan yakınındaki
Patara'yı dünyanın en güzel plajı seçti.
Patara'yı
doğal güzelliği, kumu, denizi, güneşi ve tarihi çevresiyle dünyanın bir
numarası olduğunu İngiltere'de yayınlanan en saygın pazar gazetesi The Sunday
Times yaptığı bir ankette Patara, en iyi 10 plaj arasına girdi. Ünlü
rakiplerini geçerek dünyanın en güzel plajı seçilen Patara ile ilgili habere
‘‘The Sunday Times’’ tam sayfa ayırdı.
‘‘Niçin
Patara? Niçin Karaipler'de veya Hint Okyanusu ile Güney Pasifik'teki bir yer
değil? Niçin mercan adaları, palmiye ağaçları, beş yıldızlı otellerle çevrili
bir yer değil?’’ sorularını soran Sunday Times, bunlara turizm yazarı Mark
Hodson'ın kaleminden yanıt verdi. Bu soruların yanıtını bulmak ve turizmcilerin
seçiminin isabetli olup olmadığını anlamak amacıyla geçtiğimiz ay Patara'ya
gelen Mark Hodson, 15 km'lik sahilin Akdeniz'in en temiz noktası olduğunu
vurgulayarak şunları yazdı:
Patara
için, ‘‘Sahil, çok ince kumu, kum tepecikleri ve
bembeyaz lületaşları ile dolu. Burasının 3 bin yıl öncesinin Likya
medeniyetinden kalması ve dünyanın en ender rastlanan canlılarından caretta
caretta kaplumbağalarına ev sahipliği yapması, müteahhitlerin elinden
kurtulmasını sağlamış. Patara'da yürüyüş çok hoş. Ilık bir bahar sabahı
gittiğim Patara'da çevre sakinleri gururla kumun güzelliğinden bahsedip yazın
40 saniyede yumurta pişirdiklerini anlatıyorlar. Kum her yerde, antik
kalıntıların üzerinden dökülüyor. Görkemli Roma tiyatrosu görülmeye değer.
Deniz ise bambaşka. Nisan ayında bile yüzülecek kadar sıcak. Sanayi atıkları
veya kentlerle kirlenmemiş. Kıyı, küçük çocukların oynayabileceği kadar
güvenli.’’ yazılmış.
Biz Patara’da
yüzmek yerine dalgalarla boğuşmayı seçtik. Kumsalda koşup, bol bol fotoğraf
çektirdik. Umarım Patara hep şimdiki gibi kalır.
0 yorum:
Yorum Gönder